1 Mart 2013 Cuma

Roma Günlüğü




İtalya’ya gitmek öteden beri hayalimizdi. Evlilik sonrasında el ele tutuşup arşınlayacağımız sokakları hayal etmekten kendimizi alamazdık. İşte o günlere az kalmıştı, düğün hazırlığı arasında uçak bileti araştırmaya da başlamıştık. Blu-express (blue panaroma air) havayolları karşımıza çıkmıştı ve mükemmel bir fiyata İstanbul-Milan (gidiş-dönüş) uçak biletini aldık. Bileti aldıktan bir ay sonra tesadüfen öğrendik ki Milan uçuşları fazla rağbet görmediğinden iptal edilmiş.  Müşterilerine O kadar ilgisiz bir havayolu ki uçuş iptalini dahi haber vermeye zahmet etmemişler. İptal için mail atarak gecikmeli de olsa paramızı aldık. Ekobilet.com’dan uygun fiyatlı THY uçağı bularak rahat bir yolculukla Roma’ya ulaştık.

Roma, açık hava müzesi tanımına uyan büyüleyici bir kent. Uçaktan iner inmez havalimanında tourist information merkezine gittik ve Roma Pass’lerimizi kişi başı € 30’ya aldık. Otel ulaşımı için de yardım aldıktan sonra 3 günlük ücretsiz şehir içi ulaşımı ve 2 müze hakkı ile roma pass’i kullanmaya başladık.

İlk durağımız Colesseum (Kolezyum); Roma Krallarının halkla buluştuğu, şovların sergilendiği, gladyatörlerin kılıç salladığı dev arena. Roma Pass kullanmanın avantajıyla sıra beklemeden özel turnikelerden geçerek içeri girdik. Kolezyumda gezerken insanın kendini bir anda antik çağda bulmaması olanaksız.  Yaşadığımız devirde stadyumların büyüsünden bahsediliyor acaba M.Ö 80 yılında Kolezyum gibi bir muhteşem bir yapının nasıl bir büyüsü vardı?
Kolezyum (Colosseum)

Palatino tepesi (Palatine Hill), Roma’nın eski yerleşim birimidir ve Kolezyum’a da  komşudur. Kolezyum biletiyle giriş yapılabiliyor. İçinde Roma hükümdarlarına ait konaklar, stadyum ve çeşitli bahçeler mevcut.  Yeşil alanlarda mola vererek gezilmesi alacağınız hazzı artırabilir. Farnese bahçelerinde mola vermek ve stadyum’u koşturulan atları hayal ederek izlemek gayet doyurucuydu. Aynı zamanda Roma Forumunu da Palatino Tepesinden seyredebilirsiniz.

Piazza Venezia, Kolezyumdan  yürüyerek gelinebilecek mesafede olan birçok otobüs hattının son durağı niteliğinde ve Monument to Vittorio Emanuele II’nin bulunduğu meydandır. Roma’nın güzel yanlarından biri memleketimiz misali çeşmeleri bol ve suları içilebiliyor. Sıcak havada kana kana suyumuzu içip Fontana Di Trevi (Aşk Çeşmesine) doğru yol almaya başladık. Piazza Venezia’dan Aşk Çeşmesine ulaşım hem kolay hem eğlenceliydi. Levhalarla yönlendirmeler yapmayı düşünmüşler. Yol üstündeki caddelerde çeşitli alışveriş mağazaları var ama ara sokaklar daha güzel. Ortam cıvıl cıvıl. Aşıkların kutsal yolu olduğu belli, sanki Eros “Hedefiniz Aşk Çeşmesi ileri” demişçesine ilerliyor insanlar. Sokak sanatçıları sokakları renklendirmişler, sokak satıcıları astronomik pazarlıklarla bir şeyler satmanın peşinde (örn: 60’ tan 16 euro’ya inen çanta). Fontana di Trevi’de muhteşem bir atmosfer vardı. Havuzun etrafına yaklaşmak mümkün değildi, zar zor yaklaşıp arkamızı dönerek para atma ritüelini yaptık.  Ortam kalabalık hava sıcak ama çözümü var merak etmeyin; Roma Dondurması. Dondurmacıda “halal, no pork, just milk” etiketlerini cümle içinde kullanıp domuz ürünü olmadığına ikna olduktan sonra dondurmamızı keyifle yiyerek İspanyol merdivenlerinin yolunu tuttuk.
Aşk Çeşmesi (Fontana Di Trevi) 
Roma Dondurması

Yönlendirici levhalar olmasa dahi akan insan trafiğine bakarak İspanyol merdivenlerine ulaşabilirsiniz. Akşamüstü merdivenlerde oturup sohbet etmenin keyfini çıkardık. Yanımızdan ayırmadığımız termosumuz ve poşet çay ile çayımızı yudumlarken bir şeyler atıştırmak da ayrı bir zevkti.  Estetik bir öneme sahip olmayan bu merdivenler insanların buluşma mekanı. Oturup sohbet ederken çocukluğumda yaz akşamları mahalle arkadaşlarımla oturup çekirdek çitlediğimiz neşeli günlere gidiyorum ve Bangledeşli bira satıcısınının sesiyle an’a dönüyorum.

Vatikan, Roma sınırlarında bulunan mahalle büyüklüğünde bir ülke. Papa tarafından yönetilen ve  Katolikliğin merkezi olan ülke. San Pietro Kilisesi (San Peter’s Basilica)  Vatikan’ın merkezinde bulunuyor. Vatikan yüze yakın İsviçre vatandaşı askerler tarafından korunuyor. Yöresel kıyafetli İsviçreli askerler Vatikan’ın kasvetli havasını birazcık olsun dağıtıyordu. Hava sıcak, Papa’nın dev portresi asılmış. Heyecanla Roma Pass’lerimizi çıkararak görevliye uzattık “this is different country” yanıtını aldık. Kiliseye girmek için bekleyenlerin oluşturduğu sırayı görünce “bu sıcakta zaten bu kadar bekleyemeyiz” diyerek isteksizliğimizi rasyonalize ettik.

İsviçre vatandaşı Vatikan Askerleri


San Pietro Katedrali (Castel Sant'angelo'dan görünüm)

Vatikan’dan çıkıp via della conciliazione caddesini takip ederek Castel Sant’angelo’ya ulaştık. Via della conciliazione’den San pietro kilisesi harika görünüyor. Roma Pass’teki 2. Bilet hakkımızı kullanarak Castel Sant’angelo’ya çıktık. Tepesinde Mikail Meleğin heykeli var. Kaleden şehri izlemek çok keyifli oldu, bir süre izleyip fotoğraf trafiğini sonlandırıp indik. Ponte Sant’angelo köprüsünde  çeşitli heykeller ve sanatsal süslemeler var. Şehrin her bir yanında olan sanat eserleri insanın başını döndürüyor doğrusu.
Castel Sant'angelo

Tevere (Tiber) nehri, yolları süsleyen ağaçlar ve tarihi doku ahenkli üçlüyü oluşturuyor.  Tevere ve Castel Sant’angelo’yu izlemeninin keyfine varıyoruz bir yandan içeceklerimizi yudumlarken. Sonra elimize haritayı alıp piazza navona’ya doğru yürüdük. Navona meydanı kafeleri, ressam ve karikatüristleri ve Bernini ve Borromini’nin birbirine nispet yapan şahaserlerinin bulunduğu tatlı mı tatlı bir meydan. 5-10 avroya karikatürünüzü çizdirebilir, kafelerde soğuk bir şeyler içerek serinleyebilir ve de piazza navona’nın sıcak havasını içinize çekip ferahlayabilirsiniz. Biz yaptık, mutlu olduk.
Piazza Navona

Pantheon (m.s) 136 yılından bu yana ayakta duran, sütunları ve kubbesiyle göz kamaştıran bir tapınak. Bulunduğu meydanının dar olmasından ve insan yoğunluğu da fazla olduğu için fotoğraf çekmekte zorlandık. Çevresinde irili ufaklı kafeler var. Yakınındaki marketten ihtiyaçlarımızı karşıladık. Roma’da genellikle turistik yerlerde market göremedik o nedenle market bulduğumuzda çantamızı boş bırakmadık.
Pantheon Tapınağı

Trastevere bölgesinde yorgunluğumuzu attık. Tevere nehri kenarına fuar alanı oluşturmuşlardı, fuar alanında hediyelik eşya dükkanları, kafeler ve ürün tanıtımı yapan firmalar bulunuyordu. Teverenin bir kıyısı boyunca da restoran ve kafeler vardı. Pizzalarımızı alıp tevere nehri kenarında pikniğimizi yaparak günün yorgunluğunu attık.


Trastevere

Birkaç günlük Roma gezimiz çok zevkliydi, mutlaka görmeniz gerekenler listenize eklemenizi tavsiye ederim.
Saygılarımla

C.T

2011 İtalya Gezisi

2 yorum:

  1. Çok keyifli yazı. Fotoğraflara da bayıldık. Elinize sağlık
    www.amsterdamda.com

    YanıtlaSil