İtalya’ya gitmek öteden beri
hayalimizdi. Evlilik sonrasında el ele tutuşup arşınlayacağımız sokakları hayal
etmekten kendimizi alamazdık. İşte o günlere az kalmıştı, düğün hazırlığı
arasında uçak bileti araştırmaya da başlamıştık. Blu-express (blue panaroma
air) havayolları karşımıza çıkmıştı ve mükemmel bir fiyata İstanbul-Milan
(gidiş-dönüş) uçak biletini aldık. Bileti aldıktan bir ay sonra tesadüfen
öğrendik ki Milan uçuşları fazla rağbet görmediğinden iptal edilmiş. Müşterilerine O kadar ilgisiz bir havayolu ki
uçuş iptalini dahi haber vermeye zahmet etmemişler. İptal için mail atarak
gecikmeli de olsa paramızı aldık. Ekobilet.com’dan uygun fiyatlı THY uçağı bularak rahat bir yolculukla
Roma’ya ulaştık.
Roma, açık hava müzesi tanımına uyan büyüleyici bir
kent. Uçaktan iner inmez havalimanında tourist information merkezine gittik ve
Roma Pass’lerimizi kişi başı € 30’ya aldık.
Otel ulaşımı için de yardım aldıktan sonra 3 günlük ücretsiz şehir içi ulaşımı
ve 2 müze hakkı ile roma pass’i kullanmaya başladık.
İlk durağımız Colesseum
(Kolezyum); Roma Krallarının halkla buluştuğu, şovların sergilendiği,
gladyatörlerin kılıç salladığı dev arena. Roma Pass kullanmanın avantajıyla
sıra beklemeden özel turnikelerden geçerek içeri girdik. Kolezyumda gezerken
insanın kendini bir anda antik çağda bulmaması olanaksız. Yaşadığımız devirde stadyumların büyüsünden
bahsediliyor acaba M.Ö 80 yılında Kolezyum gibi bir muhteşem bir yapının nasıl
bir büyüsü vardı?
Kolezyum (Colosseum) |
Palatino tepesi (Palatine Hill), Roma’nın
eski yerleşim birimidir ve Kolezyum’a da komşudur. Kolezyum biletiyle giriş
yapılabiliyor. İçinde Roma hükümdarlarına ait konaklar, stadyum ve çeşitli
bahçeler mevcut. Yeşil alanlarda mola
vererek gezilmesi alacağınız hazzı artırabilir. Farnese bahçelerinde mola
vermek ve stadyum’u koşturulan atları hayal ederek izlemek gayet doyurucuydu.
Aynı zamanda Roma Forumunu da Palatino Tepesinden seyredebilirsiniz.
Piazza Venezia, Kolezyumdan yürüyerek gelinebilecek mesafede olan birçok
otobüs hattının son durağı niteliğinde ve Monument to Vittorio
Emanuele II’nin bulunduğu meydandır. Roma’nın güzel yanlarından biri
memleketimiz misali çeşmeleri bol ve suları içilebiliyor. Sıcak havada kana
kana suyumuzu içip Fontana Di Trevi (Aşk Çeşmesine) doğru yol almaya başladık.
Piazza Venezia’dan Aşk Çeşmesine ulaşım hem kolay hem eğlenceliydi. Levhalarla
yönlendirmeler yapmayı düşünmüşler. Yol üstündeki caddelerde çeşitli alışveriş
mağazaları var ama ara sokaklar daha güzel. Ortam cıvıl cıvıl. Aşıkların kutsal
yolu olduğu belli, sanki Eros “Hedefiniz Aşk Çeşmesi ileri” demişçesine
ilerliyor insanlar. Sokak sanatçıları sokakları renklendirmişler, sokak
satıcıları astronomik pazarlıklarla bir şeyler satmanın peşinde (örn: 60’ tan 16 euro’ya inen çanta).
Fontana di Trevi’de muhteşem bir atmosfer vardı. Havuzun etrafına yaklaşmak
mümkün değildi, zar zor yaklaşıp arkamızı dönerek para atma ritüelini
yaptık. Ortam kalabalık hava sıcak ama
çözümü var merak etmeyin; Roma Dondurması. Dondurmacıda “halal, no pork, just
milk” etiketlerini cümle içinde kullanıp domuz ürünü olmadığına ikna olduktan
sonra dondurmamızı keyifle yiyerek İspanyol merdivenlerinin yolunu tuttuk.
Aşk Çeşmesi (Fontana Di Trevi) |
Roma Dondurması |
Yönlendirici levhalar olmasa dahi
akan insan trafiğine bakarak İspanyol merdivenlerine ulaşabilirsiniz. Akşamüstü
merdivenlerde oturup sohbet etmenin keyfini çıkardık. Yanımızdan ayırmadığımız
termosumuz ve poşet çay ile çayımızı yudumlarken bir şeyler atıştırmak da ayrı
bir zevkti. Estetik bir öneme sahip
olmayan bu merdivenler insanların buluşma mekanı. Oturup sohbet ederken
çocukluğumda yaz akşamları mahalle arkadaşlarımla oturup çekirdek çitlediğimiz
neşeli günlere gidiyorum ve Bangledeşli bira satıcısınının sesiyle an’a
dönüyorum.
Vatikan, Roma sınırlarında
bulunan mahalle büyüklüğünde bir ülke. Papa tarafından yönetilen ve Katolikliğin merkezi olan ülke. San Pietro
Kilisesi (San Peter’s Basilica) Vatikan’ın
merkezinde bulunuyor. Vatikan yüze yakın İsviçre vatandaşı askerler tarafından
korunuyor. Yöresel kıyafetli İsviçreli askerler Vatikan’ın kasvetli havasını
birazcık olsun dağıtıyordu. Hava sıcak, Papa’nın dev portresi asılmış. Heyecanla
Roma Pass’lerimizi çıkararak görevliye uzattık “this is different country”
yanıtını aldık. Kiliseye girmek için bekleyenlerin oluşturduğu sırayı görünce
“bu sıcakta zaten bu kadar bekleyemeyiz” diyerek isteksizliğimizi rasyonalize
ettik.
İsviçre vatandaşı Vatikan Askerleri |
San Pietro Katedrali (Castel Sant'angelo'dan görünüm) |
Vatikan’dan çıkıp via della conciliazione caddesini takip ederek Castel Sant’angelo’ya ulaştık. Via della conciliazione’den San pietro kilisesi harika görünüyor. Roma Pass’teki 2. Bilet hakkımızı kullanarak Castel Sant’angelo’ya çıktık. Tepesinde Mikail Meleğin heykeli var. Kaleden şehri izlemek çok keyifli oldu, bir süre izleyip fotoğraf trafiğini sonlandırıp indik. Ponte Sant’angelo köprüsünde çeşitli heykeller ve sanatsal süslemeler var. Şehrin her bir yanında olan sanat eserleri insanın başını döndürüyor doğrusu.
Castel Sant'angelo |
Tevere (Tiber) nehri, yolları
süsleyen ağaçlar ve tarihi doku ahenkli üçlüyü oluşturuyor. Tevere ve Castel Sant’angelo’yu izlemeninin
keyfine varıyoruz bir yandan içeceklerimizi yudumlarken. Sonra elimize haritayı
alıp piazza navona’ya doğru yürüdük. Navona meydanı kafeleri, ressam ve
karikatüristleri ve Bernini ve Borromini’nin birbirine nispet yapan
şahaserlerinin bulunduğu tatlı mı tatlı bir meydan. 5-10 avroya karikatürünüzü
çizdirebilir, kafelerde soğuk bir şeyler içerek serinleyebilir ve de piazza
navona’nın sıcak havasını içinize çekip ferahlayabilirsiniz. Biz yaptık, mutlu
olduk.
Piazza Navona |
Pantheon (m.s) 136 yılından bu
yana ayakta duran, sütunları ve kubbesiyle göz kamaştıran bir tapınak.
Bulunduğu meydanının dar olmasından ve insan yoğunluğu da fazla olduğu için
fotoğraf çekmekte zorlandık. Çevresinde irili ufaklı kafeler var. Yakınındaki
marketten ihtiyaçlarımızı karşıladık. Roma’da genellikle turistik yerlerde
market göremedik o nedenle market bulduğumuzda çantamızı boş bırakmadık.
Pantheon Tapınağı |
Trastevere bölgesinde
yorgunluğumuzu attık. Tevere nehri kenarına fuar alanı oluşturmuşlardı, fuar
alanında hediyelik eşya dükkanları, kafeler ve ürün tanıtımı yapan firmalar
bulunuyordu. Teverenin bir kıyısı boyunca da restoran ve kafeler vardı. Pizzalarımızı
alıp tevere nehri kenarında pikniğimizi yaparak günün yorgunluğunu attık.
Trastevere |
Birkaç günlük Roma gezimiz çok zevkliydi, mutlaka görmeniz gerekenler listenize eklemenizi tavsiye ederim.
Saygılarımla
C.T
2011 İtalya Gezisi
2011 İtalya Gezisi
Çok keyifli yazı. Fotoğraflara da bayıldık. Elinize sağlık
YanıtlaSilwww.amsterdamda.com
Teşekkürler.
Sil